CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, hükümetin tarım politikalarını ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) hububat alım fiyatlarını değerlendirdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın toplantısı düzenleyen Orhan Sarıbal, “Bu yıl buğday hasadı 15 gün erken başladı. İlk hasat 1 Mayıs itibariyle Adana’da yapıldı. Çiftçilerimize bereketli ve bol kazançlı bir hasat dönemi diliyorum. Ancak iktidarın emek karşıtı politikaları
nedeniyle bunun mümkün olamayacağı şimdiden anlaşılmıştır” diye konuştu.
TMO’nun açıkladığı fiyatların maliyeti karşılamadığını belirten Sarıbal, “Defalarca anlattık. Kurdun, kuşun, fırtınanın rüzgarın duyduğunu bu iktidar duymadı. Aslında duydu bilerek ve isteyerek ülke tarımını çökertmeye çalışmaktadır. Bunun için de bilinçli bir çaba sarf etmektedir. Buğday Türkiye için çok önemli, bizim için temel bir gıda. Bir zamanlar hükümet yetkilileri şunu söylemişlerdi: ‘Milli güvenlik kadar önemli’. Ne yazık ki, bunu söyleyen iktidar buğdayda bizi yabancı ülkeler ve şirketlere teslim etmiştir. TMO buğday alım fiyatlarını açıkladı ve yeni bir kriz, yeni bir darbe meselesini gördük. Hani belediyelere kayyum atıyorlar, biliyoruz. Ama farkındayız Tarım Bakanı da ‘tarım kayyumu’, Mehmet Şimşek de ‘ekonomi kayyumu’. Kayyum darbesiyle karşı karşıyayız” dedi.
‘TÜRKİYE, 2023 YILINDA DÜNYADA EN ÇOK BUĞDAY İTHAL EDEN ÜLKE HALİNE GELDİ’
“Ülkemiz, gen merkezi olduğu buğdayda büyük bir çeşitlilik ve zenginliğe sahiptir. Ancak buğday üretiminin yüzde 78’i kuru tarım alanlarında yapılmakta olup; verim dünya ortalamasının altında kalmaktadır” diyen Sarıbal, şunları söyledi:
“Son 30 yılda buğday ekim alanları yüzde 30 oranında azalmıştır. Bu dönemde nüfus yüzde 50 oranında artmasına rağmen buğday üretimi 20 milyon ton civarında sabitlenmiş, Türkiye ürettiğinin yarısından fazla buğday ithal eder hale gelmiştir. 2022 yılında 8,9 milyon ton olan buğday ithalatı, 2023 yılında 11,9 milyon tona yükselmiştir. İthalata ödenen 3,5 milyar dolar karşılığı 79 milyar TL’dir. Oysa tarımsal destekleme için bütçeden ayrılan kaynak 63,3 milyar TL’dir. Bu nedenle çiftçilerin bankalara kredi borcu Nisan 2024 itibarıyla bir önceki yıla yüzde 60 artarak 670 milyar TL’ye ulaşmıştır. Türkiye, 2023 yılında dünyada en çok buğday ithal eden ülke haline gelmiştir.”
‘BUĞDAY ALIM FİYATI FARK ÖDEMESİYLE YÜZDE 18,9 ARTTI, MAZOT YÜZDE 90 ZAMLANDI’
“Üretici örgütleri kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyetini kilogramı 10,8 TL olarak belirlemişler ve 15 TL alım fiyatı talep etmişlerdir. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 6 Haziran tarihinde 2024 ürünü hububat alım fiyatlarını ton başına makarnalık buğdayda 10 bin TL, ekmeklik buğdayda 9 bin 250 TL, arpada 7 bin 250 TL olarak belirlemiştir. Ayrıca 2023 yılında ton başına buğdayda 1000 TL olan fark ödemesi desteği 1750 TL’ye, arpada ise 500 TL’den 750 TL’ye yükseltilmiştir.
Fark ödemesi desteği dahil alım fiyatlarındaki artışlar ekmeklik buğdayda yüzde 18,9, makarnalık buğdayda yüzde 17,5, arpada ise yüzde 6,7 olmuştur. Buna karşılık son bir yılda; buğdayın en önemli girdilerinden mazot fiyatı yüzde 90 artmıştır. Çiftçi 2023’te alım fiyatı açıklandığı 6 Haziran’da 1 ton buğday ile 388 litre mazot alabilirken, bu yıl ancak 229 litre mazot alabilmektedir. Tüketici enflasyonu bir önceki yılın Mayıs ayına göre yüzde 75 artmıştır. Gıda enflasyonu bir önceki yılın Mayıs ayına göre yüzde 70 artmıştır. Girdi fiyatları son bir yılda yüzde 50 artmıştır. Maliyetin 10,8 TL olduğu dikkate alındığında; açıklanan alım fiyatlarının çiftçilerimizi daha da yoksullaştıracağı ortadadır.”
‘BU KARAR BEKLEME İMKANI OLMAYAN KÜÇÜK ÜRETİCİLERİ TÜCCARA YÖNLENDİRECEK’
“TMO, ürün bedeli ödemeleri 45 gün içerisinde doğrudan üreticilerin banka hesaplarına yapılacağını belirtmiştir. Bu karar bekleme imkanı olmayan küçük üreticileri tüccara yönlendirecektir. TMO bu karardan vazgeçmeli ve ürün bedellerini kısa sürede ödemelidir. Ayrıca üreticilerin randevu talepleri bekletmeksizin karşılanmalıdır.
TMO’nun açıkladığı fiyatlarla üretimin sürdürülmesi mümkün değildir. Çiftçilerin zarar etmemesi ve topraktan kopmaması için buğday alım fiyatı üreticilerin talebi olan fark ödemesi dahil ton başına 15 bin TL olarak revize edilmeli, üretim maliyetlerinin düşürülmesi için gerekli tedbirler alınmalı, TMO çiftçileri destekleyen ve piyasayı regüle eden bir yapıya kavuşturulmalıdır.”
(HABER MERKEZİ)